18 Haziran 2017 Pazar

7 yaşındaki küçük Ivan'ın hüzün dolu ölümcül hikayesi

Konu hakkındaki görüşlerimi hikaye sonunda açıkladım..

7 Yaşındaki Çocuklarını Öldürdüler - Doktor Çocuğun Elinde Bakın Nasıl Bir Not Buldu

                                                                  Resim1 (©Shutterstock)

Altın kalpli bir miniğin hikâyesi bu.

Miniğin adı Ivan. Günümüzde Ivan gibi milyonlarca çocuk var ve hepsinin kâbusu aynı.
Ivan’ın hikâyesini olabildiğince yayarak insanların konu hakkında bilinçlenmesini sağlamalıyız.

                                                                                  Resim2 (©Shutterstock)

Adım Ivan ve 7 yaşındayım. Annemi ve babamı çok sevsem de onlardan korkuyorum. Beni hep dövüyorlar. Nedenini ise bilmiyorum.

Bu sabah uyanıp okula gittim. İyi bir öğrenciyim ve öğretmenlerim beni seviyor.

Sınıf arkadaşlarımı da seviyorum ama hiç arkadaşım yok. Bu yüzden teneffüslerde hep sınıfta kalıyorum. Kimse benimle oynamak istemiyor. Arkadaş edinmeye çalıştım ama benim pis olduğumu söyleyip arkadaş olmak istemediler.

Her gün aynı yırtık pırtık pantolonu, tişörtü ve ayakkabıları giydiğim için bana gülüyorlar.

Bir gün okul çıkışı uzun süredir orada duran ceketi çaldım. Kimsenin değil gibiydi. Kar yağarken eve gittim. Rüzgâr da esiyordu. Hem kar yağıp hem de rüzgâr eserken yürümek çok zor oluyor. Birden yere düştüm. Biri üzerime atladı ve ‘Seni kimse sevmiyor aptal çocuk!’ dedi.

Önce sırtıma sonra da karnıma tekme attı. Sonra beni orada bırakarak kaçtı.

                                                                                       Resim3 (©Shutterstock)

Ağladım. Üşüdüğümden veya canım acıdığından değil. Tek bir arkadaşım bile olmadığı için ağladım.

Eve gelir gelmez annem saçımdan çekti.

“Neredesin sen? Üstün niye kirli? Sana yemek falan yok. Odana gir ve ben diyene kadar çıkma” dedi.

Annemin dediği gibi yaptım ve odama gittim. Ertesi gün de odamdan çıkmadım. Hem çok acıktım hem de çok üşüdüm.

Notlarım giderek düştü. Babama her haber verdiklerinde beni dövdü. Bir kere öyle dövdü ki işaret parmağımı hareket ettirememeye başladım. Ondan sonra işaret parmağımı hiç hareket ettiremedim ve benimle daha da dalga geçtiler.

                                                                                    Resim4 (©Shutterstock)

Aradan uzun süre geçtikten sonra göğsümde ağrı hissetmeye başladım.

Annem ve babam canımın acımasını umursamıyorlardı. Akşamları yatağımda uzanırken tek bir şey diliyordum. Canımın yanmamasını istiyordum. Yoksa annem ve babam daha çok kızıyorlardı. Onları gerçekten çok seviyordum.

Okulda ertesi gün öğretmenimiz hayalimize ait bir resim çizmemizi istedi. Diğer çocuklar arabalar, roketler ve oyuncaklar çizdiler. Ben bunları çizmedim.

Bunların sevmediğimden değil. Çünkü en çok istediğim şey beni seven bir anne ve babaydı. Ben de bir aile resmi çizdim. Bir anne, bir baba ve bir çocuk. Hep beraber oyun oynuyorlardı ve çok mutluydular. Çizerken bir yandan da sessizce ağladım. Keşke beni çok seven bir annem ve babam olsaydı.

Resim gösterme sırası bana geldiğinde herkes güldü.

Bana gülenlere şöyle dedim:

“En büyük hayalim bir ailem olması.”

Kahkahalar daha da arttı. Bense ağlamaya başladım ve şunları söyledim:

“Lütfen bana gülmeyin. Bu benim en büyük hayalim. Bana vurabilirsiniz, benden nefret edebilirsiniz ama yalvarıyorum gülmeyin.”

                                                                                      Resim5 (©Public Domain Pictures)

“Tıpkı sizinkiler gibi bir aile istiyorum. Sarılan, gülen, okuldan alan ve beni görünce sevinen… Zayıf ve çirkin göründüğümü biliyorum. İskelet gibi parmaklarım var. Ama bana gülmeyin.”

Öğretmenim gözyaşlarımı silmeye çalıştı. Bazı arkadaşlarım beni anlasa da gülmeye devam ettiler.
Bir gün sınav sonuçlarımız açıklandığında düşük aldığımı gördüm. Annemin kızacağını biliyordum.

Eve gitmekten korkuyorum. Ama başka nereye gidebilirdim ki? Yavaşça eve doğru yürüsem de varmak istemedim. Annem öfkelendi.

Kolumdan tuttu ve yere fırlattı. O sırada bacağımı sandalyeye çarptım.
Sonra kafama iki kere vurdu. Yerden kalkamadım. Annem beni orada bıraktı.
Geri döndüğünde etrafı toplamamı aksi halde babam eve gelince çok kızacağını söyledi.
Anneme, hiçbir şey söylememesi için yalvardım. Ama babam çoktan gelmişti.
Annem baba düşük nottan bahsedince önce beni hırpaladı sonra da suratıma vurdu.

                                                                                        Resim6 (© Pixabay)

Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Hastanede uyandım. Ellerimi hareket ettiremiyordum. Pencereden dışarıya bakıp ağladım.

Dışarıda aileler çocuklarıyla beraber oynuyorlar ve gülüyorlardı.

Neden ağladığımı biliyor musunuz?

Annemin bana sarıldığını bile hatırlamıyorum. Annem de babam da beni dövüyor. Ama yine de onları seviyorum. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Okulda da çabaladım. Ama beni bir türlü sevemediler.

Bir gün yere çay döktüm beni yine dövdüler.

Göğsümde ağrı hissettim. Anneme söyledim ama önemsemedi. Sonra tek başıma hastaneye gittim. Beni görmeye gelmediler.

Doktor, annemin ve babamın yakında geleceğini söylese de onlar hiç gelmedi. Bekledim ve bekledim… Ama kimse gelmedi. Yine de onları çok seviyorum.

                                                                                          Resim7 (©Shutterstock)

Ivan, iki gün sonra hayatını kaybetti. Doktor ise elindeki küçük kâğıtta şunların yazılı olduğunu gördü:

“Canım annem, canım babam

Çirkinim, pisim ve aptalım. Beni sevemediğiniz için çok üzgünüm.

Sizi hiç kızdırmak istemedim. Anne senden tek istediğim içten bir kucaklamaydı. Baba seninle ise dışarıya çıkmak, elinden tutmak ve bana şarkı söylemeni istedim.

Benden utandığınızı biliyorum. Asla istediğiniz gibi bir çocuk olamayacağım.”

Ivan’ın kalbi aniden durdu.

Bütün çocuklar sevilmeyi hakediyorlar. Ancak çocuk istismarı her saniye, her dakika, her saat ve her gün her yerde gerçekleşiyor.

Çocuğun olduğu evde şiddet olmamalı. Çocukların bu yaşta ihtiyacı olan tek şey sevgidir.

Hüzünlü hikâyeyi paylaşmayı unutmayın.

N NEWSNER TARAFINDAN
8 MAYIS 2017

ET: 18.06.2017

KAYNAKLAR;
--------------------
Yazı ve Resimler; 
RESİM 1,2,3,4,7  (© Shutterstock); RESİM 5 (© Public Domain Pictures); RESİM 6 (© Pixabay)
Source;  http://tr.newsner.com/7-yasindaki-cocuklarini-oldurduler-doktor-cocugun-elinde-bakin-nasil-bir-not-buldu/hakkinda/haberler-tr  ET: 18.06.2017

NOT: 
--------
Bu hikaye daha yeni bir hikaye..Ancak medyada çok sıkça dolaşılan bir hikaye olmuş..O nedenle belki siz de bu hikayeyi daha önce okuyanlardan biri olabilirsiniz..İlgimi çektiği için yayınlamayı düşündüm..

İnternette dolaşırken,youtube'de bir video görmüştüm..Bu video,yukarıda okuduğunuz hikayenin videoya çekilmiş haliydi..Ve anladığım kadarı ile bu şekilde çok sayıda videolar üretilmişti..Hem de Türkçe olarak..Hatta bu hikaye çok sayıda tanınmış medya internet sitelerinde de paylaşım yapılmıştı..Öyleki sanmıyorsam paylaşım serbestti..Kaynağını bulmak ise pek de zor olmadı..

Newsner.com diye bir site..Sanmıyorsam bir İsveç şirketi.. Ancak bana nedense Alman şirketi gibi geldi.. :) Neyse,sitenin gizlilik politikasındaki bilgilere göre Newsner, n365 Group Holding AB’nin bünyesinde yer alan nyheter365 AB tarafından yönetiliyormuş.. KAYNAK

Sitenin hiçbir tarafında,içeriklerin paylaşımı konusunda yasal uyarıları pek göremedim..Yada ben göremedim..Bilemiyorum..Galiba bu nedenden olması gerekir ki,bu sitede yer alan içerikler,özellikle de Türkçe kaynaklı internet sitelerinde bağımsız bir şekilde bolca yayınlanıyor..Hem de tanınmış medya sitelerinde bile bu içerikler,buradan alınarak (alıntı değil,tamamı alınarak) yapılıyor..Kaynak olarak sadece (newsner.com) diye veriliyor..

Ben de bu nedenle bu içeriğin paylaşımında pek sakınca görmedim..Hatta newsner,içeriklerin paylaşımı konusunda bizzat tavsiyelerde de bulunuyor..Ancak içeriklerin nasıl paylaşılacağı konusunda ise detaylı yasal bir bilgi ise vermiyor..Yada ben görmemiş olabilirim..Bir sorun çıkarsa,tabii ki yayından kaldırırım..

Videoda anlatılan küçüğün uyruğu  isminden anladığım kadarı ile bir Rus olmalı idi..Gerçi Ivan ismi sanmıyorsam doğu bloku Avrupa ülkelerinde de yaygın..Her neyse,bu küçüğün hikayesini önce videoda bayağı ciddi ciddi izledim..İzlerken aklıma aynısını yaşayan ülkemizdeki çocukların hali geldi..Gerçi diğer dünya ülkelerindeki özellikle de yoksul ülkelerdeki çocukların durumları da,bizimkilerden pek farklı değil..

Hikayenin sonunda "çocuk istismarı"ndan bahsedilmiş..Ülkemizde "çocuk istismarı" denilince,akla hemen "cinsel saldırı,cinsel taciz" vs gibi cinsel içerikli objeler geliyor..Tabii ki,bunlarda vardır ve ciddi anlamda önemlidir..

Ama "çocuğa şiddet uygulamak,onun çocukluğunu yaşamasını engellemek,onu zorla işlerde çalıştırmak,onun okumasını engellemek" vs gibi onun gelişimini olumsuz etkileyecek her türlü olumsuz girişimlerde bulunmak da,bir o kadar "çocuk istismarı"dır..Sizce değil midir?

Benim yoorumum bu şekilde..İsterseniz sizlerde düşüncelerinizi belirtebilirsiniz..Bakalım bu hikaye sizleri ne kadar etkiledi?

✔ Blogger Author by Ertuğrul Yıldırım 🙂💓

19 yorum:

  1. Bu öyküyü ilk okuduğumda benim de baya canım sıkılmıştı.Çocuklarımız,iyi yaşamayı hak ediyor...

    YanıtlaSil
  2. Ah...:(((gazetede (gazete derken artık tamamen internetten okuyorum)okumuştum ve kahrolmuştum:(((üç - beş yıl önce bu konuda bir habere rastladım. Dünyada o kadar çok çocuk, bebek - evet bebek- anne, babası tarafından öldürülüyormuş ki, rakam aklımda değil ama çok üzülmüştüm. Benim deist olmama sebebimdir tüm bu tür haberler....meleğim şimdi dilerim çok mutlu olsun, inşallah gerçekten bir cennet vardır da şimdi mutludur:(( ana, babası olacak iki canavar ise bu dünyada da, öteki dünyada da sürüm sürüm sürümsünler..yaptıklarını düşünüp vicdan azabıyla yansınlar. (belki cehennemde yanmak denilen şeyden kasdedilen bu vicdan azabı yanığıdır ki, gerçek ateş kadar yakar adamı, hani Allah'ın tövbe haşa işkencesi bir sadist olmadığından yola çıkarak böyle düşünüyorum)
    Her önüne gelen anne, baba olmamalı, yasak edilmeli, ütopik ama ben böyle düşünüyorum, korunsunlar ya, korunsunlar çocuk yapmasınlar.
    :(((

    YanıtlaSil
  3. Yaa damardan girmissiniz. Çocuklara bebeklere yapılan her hareket hayatimın ortasına gülle gibi düsüyor. Ben bunlari düsünürken bile maf oluyorum. Peki ya o cocuklar nasıl yasiyorlar :( onlar bizden sadece sevgi bekliyorlar. Ve bizi beklentisiz seven tek kisiler. :( Off cok üzüldüm ya

    YanıtlaSil
  4. Ben, bu hikayeye inanamadım. Çünkü, Avrupa devletleri çocuğa bu şekilde davranılmasına izin verilmez. Bizden daha fazla kontrol edildiğini okumuştum. Bir kere hastaneye geldikten sonra devletin çocuğu çocuk koruma bölümü alıyor.
    Bu hikayede bir bölümü yanlış olan nokta var.
    Çocuk istismarı her yerde var. Bazen çocuk işçi olarak bazen de sokaklarda gördüğümüz dilenen çocuklar gibi... Maalesef bu çocuklar gelecekte ki mayın. Şu anda bile görmekten kaçılan uyuşturucu kullanımı korkutucu boyutta. Bu konularda devletin nasıl bir çalışması var? Doğrusu merak ediyorum...

    YanıtlaSil
  5. Daha evvel rastlamadım Ertuğrul. Okudum ve yıkıldım diyebilirim. Cani anne-babalar var. Yabancı biri yapsa bile kınarken biz öz ebeveynlerin çocuklarını öldürmeleri dehşet verici bir şey. Artık benim dünyada olanlara aklım ermiyor. Müjde kardeşimin düşüncesindeyim. Dünya sanki kötüler için onların arenası olsun diye mi? Gerisini yazamıyorum. Üzgünüm :((

    YanıtlaSil
  6. Merhaba, hikayeyi buruk bir şekilde okudum. Bir zamandır kafamda kurulan ama yazamadığım bir cümle vardı ve o cümleyi şimdi tüylerim diken dikenken yazmak istiyorum.
    "Çoğuna göre normal, basit olan şeyler bazen bazılarına göre o kadar ulaşılmazdır ki; hayalini kurmak bile zorlaşır."
    Hoşça kalın. :)

    YanıtlaSil
  7. ben de ilk olarak youtube da izlemiştim, çok kötü çok :((

    YanıtlaSil
  8. Korkunç. Kötülük veba gibi.

    YanıtlaSil
  9. Bu olayın yalan olduğuna dair haberler dolaşıyor. Ancak bu yalan bile olsa bunu ve daha fazlasını yaşayan çocukların var olduğu gerçeğini değiştirmez. Kötülükle karşılaştığımızda avaz avaz bağırmalıyız, seyirci olmanın suça ortak olmaktan aşağı kalır yanı yok.

    YanıtlaSil
  10. Çocuk/insan israfı da bu olsa gerek. Herkes çocuk sahibi olabilir ama anne-baba olamaz.

    YanıtlaSil
  11. Geçenlerde buna benzer bir haber daha okumuştum. İzlediğim biz dizi de kan bağıyla anne baba olunmuyor denmişti. Gerçekten de öyle. Bu çocuklar umarım şu an daha iyi yerlerdedir ve mutlulardır.

    YanıtlaSil
  12. Geçen sene Anne diye dizi vardı kanal d de aklıma o geldi ordada çocuk mağdur drumdaydı ve hayal dünyasında mutluydu ama sonu güzel bitti dizi ama keşke bu böyle bitmeseydi ,kurtulmuş .Onca acıdan sonra.Çok zor gerçekten Allah hayırlı anne,baba ve evlatla nasip etsin.Türlü türlü insan görünümlü yaratıklar var ...

    YanıtlaSil
  13. Ya üzülüyorum bu tür yazılarda:((

    YanıtlaSil
  14. çok korkunç bir şey, açıkçası ehliyet alırken bile bir sürü sınava giriyoruz vs. bence çocuk sahibi olmayı düşünen kişiler de psikolojik yeterlilik testine girmeli, çocuk sahibi olmanın temel hak olduğunu düşünmüyorum, bu dünyaya bir insan getirmek ve bunun tüm gereklerini üstlenebilmek çok büyük bir sorumluluk... paylaştığınız için teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
  15. Annesi babasi bunlarin 1000lerce fazlasini Ahirette gorecekler

    YanıtlaSil
  16. Anne ve baba bunlarin acisini ahirete görecekler

    YanıtlaSil
  17. Tekrar yorum yapmadığım yazını araken okudum ve gene ağladım olmasın böyle şeyler yazma ya

    YanıtlaSil
  18. Gerçekten de çok üzücü bir hikaye. Bana göre de bir çocuğun en önemli ihtiyacı mutlu bir aile ortamı ve anne babası tarafından sevilmektir. Bu hikaye için çok teşekkür ederim. Çocuk eğitiminde dikkat etmemiz gereken kurallar hakkında çok daha fazlası için sizi kendi blogumda ağırlamaktan şeref duyacağım. https://fatihpinarca.blogspot.com/ teşekkürler.

    YanıtlaSil

YORUM UYARISI : Yorumlara link ve telefon numarası bırakmak ve küfür,hakaret vb gibi suç unsuru olabilecek yazılar yazmak yasaktır..Tespit edilirse yayınlanmaz..